1 yanlış soru 1 sene, yanlış üniversite tercihi 4 sene, yanlış meslek seçimi ise hayatınızdan bir ömür götürür. Üniversite sonuçlarınız açıklanır ve çevrenizde fikri dahi olmayan insanların size karşı zikri olur. Mahallenizin esnafı “polis olsana oğlum/kızım garanti meslek”, “sen salak mısın mühendislikte iş yok git memur ol sırtını devlete yasla” der. Düşük / ortalama bir puan almışsınızdır, hiçbir vasfı olmayan hayırsız akrabalarınız sizi arar “herkes tıp, hukuk okuyacak diye bir kaide yok” der moralinizi bozar. Aslında çok iyi bir tasarım yeteneğiniz vardır, hayal gücünüze dünyalar sığmaz taşar, grafikerlik okumak istersiniz, anneniz babanız “boş boş konuşma git öğretmen ol” der. Bunları diyenlerin bir kısmı cahildir, bildiği tecrübe ettiği yoldan gitmenizi ister, bir kısmı (anne, baba) korumacı yaklaşır garanti hayat kurmanızı ister, bir kısmının ise tek amacı, beyninin yettiği çapta, 3 gram aklı ile sizinle dalga geçmektir.
Evet arkadaşlar, şuana kadar hiç böyle bir yazı yazmadım, olabildiğince resmi olmaya, doğru ve kesin bilgiler vermeye çalıştım. Ama bu yazı tamamen içimi döktüğüm, kendimin ve çevremdeki arkadaşlarımın yaşanmışlıklarından yola çıktığım bir içerik olacak.
Tüm bu gereksiz ve boş yorumları kenara bırakın, önce beni dinleyin, sonra kendi iç sesinizi. Tek amacım çevresi tarafından baskı gören insanlara yol gösterebilmek.
1. Kendinizi tanıyın
Garanti bir işim olsun, kafam rahat olsun diye sakın düşünmeyin. Yapılan büyük çaplı anketlere ve çevremden gördüklerime göre, istediği meslekte çalışmayan insanlar hayattan hiç zevk almıyorlar. Bir düşünün. Nelere yeteneğiniz var? Neyi seviyorsunuz? Sadece hayalini kurun, sevdiğiniz şeyi iş olarak yapmak size hiç bir işmiş gibi gelecek mi? Düşünsenize yazılımı çok seviyorsunuz, saatlerce kod yazıyorsunuz ve asla sıkılmıyorsunuz. Bunu geliştirip bir iş haline getirdiğinizde, daha doğrusu hobinizden para kazanmaya başladığınız zaman bu hiç size iş gibi gelecek mi? Şirkete gittiğinizde ya da kendi şirketinizi kurduğunuzda, sadece parası güzel diye bu işe başlayıp ofise gelen insanla, bunu zevkle yapan siz ile arasında dağlar kadar fark olacak. Yazılım sadece bir örnekti. Bu uzun yazının özeti sevdiğiniz şeyi yapın.
2. Ailenizi tanıyın
Bir iş kuracağınızı ( ofis açmak, dükkan açmak, bir start-up kurmak) varsayın. Aileniz yanınızda olacak mı? Sizi destekleyecek maddi gücü (sermayesi) ya da manevi gücü (arkanızda olduğunu hissettirme) var mı? Buna cevabınız hayırsa, bu durumu tekrar gözden geçirin. Üniversiteye gidecek olduğunuzda bile şehir tercihi yaparken bu durum çok önemli. Bir Anadolu ilindeki yapacağınız harcamayla metropolde yapacağınız harcama bir değil. Aylık ne kadar harçlık / kira parası gönderebileceğini önce ailenize sorun. Sonra durum değerlendirmesi yapın. Sırf sosyal ortam çok iyi diye, ailenizin karşılayamayacağı illere gitmeyin. Önce onlar üzülür sonra siz.
3. Herşeyi çevrenizden beklemeyin
Bir akrabanız x bölümünü okuyup bitirmiş ve çok yüksek maaşlar alıyor olabilir. Bu durum asla sizin için bir sebep olmasın. Çünkü onun yapabildiğini siz yapamayabilirsiniz. Siz sadece sonucu görüyorsunuz o da “Yüksek maaş”. Buraya gelene kadar kim bilir hangi yollardan geçti? Bunu hiç sordunuz mu? Peki bunu siz yapabilir misiniz? İçimde bu heves var mı, bende bunu istiyor muyum, bu hayat bana göre mi diye kendinize sorun.
4. Önce bölüm seçin
Puanınıza göre asla ve asla tercih yapmayın. Diyelim ki sayısal alanda ilk 5000’e girdiniz. Çok yüksek ihtimal aileniz size garanti meslek ve yüksek maaşı var diye Tıp yazmanızı isteyecek. Ama bu cümledeki iki anahtar kelimeyi unutmayın, aileniz isteyecek, siz değil. Önce yapmak istediğiniz mesleği belirleyin. Bu yazımda daha açıklayıcı olması için kendi bölümüm olan Endüstri Mühendisliğinden örnek vereceğim. Diyelim ki Endüstri Mühendisliği bölümü sizin için çok uygun ve bu bölümü istiyorsunuz. 2 seçenek var. Ya puanınız bu bölüm için yeterli değil ya da yeterli. Yeterli değilse direkt 5. maddeye geçebilirsiniz. Eğer yeterliyse 6. maddeye atlayın.
5. Korkma, DGS diye bir nimet var
İllaki duymuşsunuzdur DGS’yi. Duymadıysanız da şimdi öğrendiniz. DGS ( Dikey Geçiş Sınavı ) 2 yıllık mezun olduğunuz bölümden, o bölümle alakalı bölümlere geçiş sınavıdır. Diyelim ki Endüstri Mühendisliğine puanınız yetmedi. Yine 2 seçenek var. Ya mezuna kalıp 1 yıl daha çalışacaksınız ya da 2 yıllık bir bölüme gideceksiniz. ÖSYM’nin DGS tablosunu açın. Hangi bölümden hangi bölüme geçilebiliyor diye bakın. 2 yıllık tercih yapacaksanız Endüstri Mühendisliği bölümü ile en alakalı bölüme gidin ki, sınavı kazandığınızda 1. sınıftan değilde 2. ya da 3. sınıftan başlayın. Çünkü kayıt esnasında aldığınız ve alacağınız derslere bakıp sizi bazı derslerden muaf edip sınıf atlatabiliyorlar. Şimdi diyeceksiniz ki madem bu kadar kolay neden herkes DGS yapmıyor? DGS’nin sırrını çözenler her türlü bu sınavı kazanıyor arkadaşlar. Bu sır ise sadece “HIZ”. Konuları TYT sınavına çok yakın olan bu sınavda size sadece Türkçe ve Matematik soruyorlar. 60’ardan 120 soru için 150 dakika süreniz var. Bu süre yeterli gibi durabilir ama inanın sorulara çok fazla zaman ayırmanız gerekiyor. Günde 1 saat düzenli bir çalışma ve hızlı soru çözümü ile inanın bana istediğiniz bölüme/üniversiteye geçebilirsiniz.
Not: 3 üzerinde ortalama yapmak sınavda sizi çok öne atacaktır. Unutmayın ortalamanız sınavı etkiliyor.
6. Sonra şehir seçin
Şehir çok önemli. 2. madde de bahsettiğim gibi ailenizin bütçesi ve sizin isteklerinizle en uyumlu şehri tercih etmelisiniz. Çünkü bazı yerler o kadar berbat ki, sadece orada bulunan ilçe/kasaba kalkınsın, esnaf para kazansın diye açılmış fakülteler var. Bunu çok iyi araştırmanız lazım. Aklınızda bir fikir yoksa, “Üniversite Okumak İçin En İyi Şehirler” başlıklı yazımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
7. Seçtiğiniz şehre göre üniversiteleri sıralayın
Diyelim ki Endüstri Mühendisliği bölümünü İstanbul’da okumaya karar verdiniz. Üniversite seçimi çok önemli. Üniversite seçerken kurumların, kişisel gelişim ve kariyer desteğini ne kadar verdiğini, prestijlerini, burs imkanlarını, akademik kadrolarını (mezun oldukları yerler, tezleri, basılmış kitapları, ödülleri) şehre uzaklığını, sosyal imkanlarını, şirketlerin gözündeki itibarlarını ( bazı şirketler, mimlenmiş özel üniversitelerden gelen hiç bir öğrenciyi şirkete kabul etmiyorlar.) iyice araştırmanız lazım. Eğer özel üniversitede okuyacaksanız, barınma ve yeme içme fiyatlarını, dersten kaldığınız takdirde alttan alma fiyatlarını, okulu uzattığınız takdirde alacakları ücretleri araştırmanız gerekir. ( Bazı üniversiteler her alttan kalan derste ücret alırken bazıları 7 yıl boyunca ücret almayacağına dair tahhahüt veriyor.)
Umarım yardımcı olabilmişimdir. Aklına takılan şeyler hala varsa “Üniversite Tercihleri” kategorimizi ziyaret edebilirsin.
Yorumlar 1