Bir sürü dizi arasından hangisini izleyeceğimize karar vermek zor olabiliyor. Bu içerikte hâlihazırda Netflix’te olan 5 güzel dizi önerisi sizlerle.
1. Alias Grace
Margaret Harwood’un 19. Yüzyılda, Kanada’da gerçekten işlenmiş olan cinayetten esinlenerek yazdığı aynı adlı romanın 6 bölümlük mini dizi uyarlamasıdır Alias Grace. Grace Marks, ailesiyle beraber İrlanda’dan Kanada’ya göçen fakir bir kızdır. Ailesini geçindirmek için hizmetçilik yapmaya başlayan Grace, çalıştığı evin kahyasını öldürmekten hüküm giyer ve böylelikle dönemin en ünlü kadın katili olur. Dizi boyunca, Psikolok Dr. Simon Jordan’la beraber, Grace’in işlediği cinayetten kurtulmak için mi ruhsal hastalığın gölgesine saklandığını yoksa cinayeti gerçekten ruhsal bir hastalıktan dolayı mı işlediğini anlamaya çalışırız.
2. Anne With An E
Lucy Maud Montgomery’nin Yeşilin Kızı Anne adlı kitabından uyarlamadır. Dizi 19. Yüzyılın Kanada’sında, Avonlea adlı bir kasabada geçer. Anne Shirley-Cuthbert, ailesini bebekken kaybetiği için yetimhanede büyümüş ve hayatın zorluklarıyla küçük yaşta tanışmıştır. Yanlış mesaj sonucu onu erkek sanan iki bekar kardeş, Matthew ve Marilla tarafından evlat edinilir. Hayal gücünün sınır tanımaması, neşeli, tutkulu, cesur ve zeki oluşu sayesinde Anne, bu iki kardeşin hayatını ve karşılaştığı herkesi etkiler. Diziyi izlerken birçok duyguyu yaşayacak ve dizinin atmosferi sayesinde içinizin sıcacık olduğunu hissedeceksiniz. Özellikle başrol oyuncusu Amybeth McNulty’nin oldukça başarılı olan performansı dizinin etkisini arttırıyor.
3. Orange Is The New Black
Piper Kerman’ın hapisanedeki zamanlarını kaleme aldığı kitabından uyarlanmıştır. New York’un seçkinlerinden olan Piper Chapman’ın üniversitede, sadece bir kere kız arkadaşı Alex’e uyuşturucu kaçakçılığına yardım etmesi yıllar sonra başının belaya girmesine neden olur. Kendisini bir anda konfor alanından çok uzakta olan Litchfield Kadın hapishanesin minimum bölümünde bulan Piper, 15 aylığına evi olacak bu yere alışmak zorundadır. Dizi boyunca kadınların yalnız hapishanedeki yaşamlarını değil önceki yaşamlarını da izliyor oluşumuz dizinin etkisini arttırıyor. Dizi, aynı zamanda ırkçılığı ve adaletsizliği de gözler önüne seriyor.
4. Orphan Black
Bilimkurgu türündeki dizi, hayatı boyunca kötü kararlar vermiş Sarah Maning’in tren istasyonunda kendisine tıpatıp benzeyen bir kadının intiharına tanık olmasıyla başlıyor. Başı belada olanın Sarah’nın geçmişinden kaçmak için ölen kadının yerine geçmesi kendisini sırlarla dolu bir dünyada bulmasına neden oluyor. Dizi, bazen izleyiciyi sıksa da yeniden izleyicinin dikkatini yakalamayı başarıyor. Bu diziyle Emmy ödülü alan Tatiana Maslany’in 7 farklı karaktere hayat vermesi ve izleyiciye hepsinin farklı insanlar olduğunu başarıyla yansıtması bile diziyi izlemek için başlı başına bir neden.
5. The Toys That Made Us
Barbie, G.I Joe, Lego gibi en popüler oyuncakların çıkış noktasını, evrimini anlatan belgesel dizi. Oyuncakların aslında manipülasyon için ne kadar elverişli olduğunu ve göründükleri kadar masum olmadıklarını gösteriyor. Röportajlar ve yapılan canlandırmalar belgesel diziyi eğlenceli hâle getiriyor. Üç sezon olan dizinin her sezonu dört bölüm ve her bölümde farklı bir oyuncağı anlatıyor.